Ethereum Nedir?
Ethereum, 2013’te temelleri atılan ve 2015’te piyasaya sürülen piyasa değeri bakımından Bitcoinden sonra gelen en büyük ikinci kripto paradır. Ancak Ethereum bitcoin gibi sadece bir dijital para değildir. Ethereum, Vitalik Buterin tarafından yeni nesil bir blok zinciri olarak önerilmiştir. Vitalik Buterin, Ethereum adını bilimkurgu romanlarından esinlenerek seçmiştir. Bu konuda butterin şöyle bir açıklamada bulunuyor: “Bu ismi gördüğümde fark ettim ki, diğer alternatif isimlere göre bu ad bana çok daha güzel gelmişti. Bu durumun Ethereum kelimesinin kulağa güzel gelmesi ve “ether” kelimesini içermesinden dolayı olduğunu düşünüyorum Ether, evrene nüfuz eden ve ışığın hareket etmesini sağlayan teorik bir olgudur.”
Ethereumda amaç blockchain sistemi üzerinde kullanıcıların bu sistem üzerinden yeni yazılımları oluşturmasını sağlamaktadır. Ethereum’un kullanıcılara sağladığı bu olanaklar sayesinde birçok alt coin üretilmektedir. Ethereum sistemi ile amaçlanan, kişisel bilgiler gibi verilerin üçüncü tarafların eline geçmesinin ve farklı amaçlar için kullanılmasını engellemektir. Normal internetten yaptığımız bütün işlemler veriler halinde veri bankalarında kayıt altına tutulmaktadır. Ethereum ile bu işlemler tamamen dağınık ve anonim bir şekilde birçok cihaz üzerinde saklanmaktadır. Böylece bu bilgilere erişim zorlaşır hatta istenilen bilgiye ulaşmak imkânsız denebilecek kadar zordur. Aslında ethereum tam olarak merkeziyetsizliği bu şekilde sağlıyor diyebiliriz.
Akıllı sözleşmeler nedir?
Akıllı sözleşmeler, Ethereum uygulamalarının temel yapı taşlarıdır. Geleneksel sözleşmeleri dijital parametrelere dönüştürmemizi sağlayan blok zincirinde depolanan bilgisayar programlarıdır. Akıllı sözleşmeler bir tür Ethereum hesabıdır da denebilir. Bu, bir bakiyeye sahip oldukları ve ağ üzerinde işlemler gönderebildikleri anlamına gelir. Ancak bir kullanıcı tarafından kontrol edilemezler, bunun yerine ağa dağıtılırlar ve programlandıkları gibi çalışırlar. Sonrasında kullanıcı hesapları akıllı sözleşmede tanımlanmış bir fonksiyonu yürüten işlemler göndererek akıllı sözleşmeler ile etkileşime geçebilirler.
Akıllı sözleşmeler aslında çok basit bir mantıkta çalışır kurulan sözleşmeye uygun olarak hareket eden komutlardır diyebiliriz. Genel anlamda var olan sözleşmeler esnektir ve bazen değişime açıktır, bu da karar mekanizmasının insan olduğu durumlarda veya diğer bir deyişle insanın duyguları gibi farklı bir etkenden dolayı vereceği kararlar değişebileceğinden objektifliğini sorgulanabilir bir hale getiriyor. Bu yüzden İnsan faktörü, geleneksel sözleşmelerde en büyük başarısızlıklardan biridir.
Örneğin, iki bireysel yargıç geleneksel bir sözleşmeyi farklı şekillerde yorumlayabilir. Onların yorumları, farklı kararların alınmasına ve farklı sonuçlara yol açabilir. Akıllı sözleşmeler, farklı yorumlama olasılığını ortadan kaldırır. Akıllı sözleşmlerde geri adım yoktur yani çıkarları doğrultusunda hareket edebilecek karar mekanizmaları özgür olan inasanların yanı sıra dijital ortamdaki kuralları harfiyen yerine getiren sistem herkes açısından daha kabul edilebilir ve güvenli olur.
1994 yılında Nick Szabo “akıllı sözleşme” terimini ilk olarak ortaya attı. 1996’da akıllı sözleşmelerin neler yapabileceğine dair şuanki yapabildiklerine ihtimal veremeyecek kadar uzak bir teoriyi öne sürdü. İşlemlerin aracılar olmadan güvenle gerçekleştirilebileceği bir yer olarak hayal edilen bu sistem aslında Ethereumun ana vizyonunu ortaya koydu diyebiliriz.
Akıllı sözleşmeler, sözleşme şartlarını, sözleşme şartları karşılandığında otomatik olarak yürütülen bilgisayar koduna dönüştüren sistemler olduğunu söylemiştik. Bu gerçek hayattaki otomotlara benzetilerek anlatılır. Oda kısaca şu şekilde daha basite indergenebilir.
Siz otomattan bir ürün seçersiniz. Otomat, ürünü satın almak için gereken tutarı size ifade eder. Doğru miktarı girdikten sonra Otomat, doğru miktarı girdiğinizi doğrular ve size tercih ettiğiniz ürünü verir. Burda Dikkat çeken nokta ise otomat, yalnızca tüm gereksinimler karşılandıktan sonra istediğiniz ürünü size verir akıllı sözleşmelerde herşey doğruysa, uygunsa o zaman çıktı verir.
Akıllı sözleşmelerin normal sözleşmelere göre sahip olduğu en önemli avantajlardan biri, sözleşme koşulları gerçekleştiğinde sonucun otomatik olarak yürütülmesidir. Reel dünyadaki sözleşmelerde insanın sonucu yerine getirmesi gerekir. Aynı otomat örneğinde olduğu gibi her şey doğruysa ürününüzden şüphe duymadığınız gibi akıllı sözleşmelerle yaptığınız işlemlerde de sonucundan şüphe duymazsınız.
Akıllı sözleşmeler, takip ve kontrol açısından da çok verimlidir kısaca denetimler ve izleme için de elverişlidir. Ethereum akıllı sözleşmeleri, halka açık bir blok zincirinde ve açık kaynak kodlu olduğundan herkes yaptığı transferleri, başka bir transferi veya diğer bilgileri anında takip edebilir.
Son olarak, diğer reel sözleşmeler gibi, akıllı bir sözleşmede ne olduğunu imzalamadan önce kontrol edebilirsiniz. Daha da önemlisi, sözleşmedeki şartların şeffaflığı sayesinde herkes onu önceden inceleyebilir.
Akıllı sözleşmlerin kullanım alanları sınırlı değildir bu sizin hayal gücünüze kalmış birşeydir. Hâlihazırda Hesaplamalar yapabilir, para birimi oluşturabilir, veri depolayabilir, NFT’ler basabilir, iletişim gönderebilir ve hatta grafik oluşturabilirler. Akıllı sözleşmleri daha detaylı incelediğimizde onların da verimliliğini arrtıran daha küçük parçalar olarak nitelendirebileceğimiz standartlar bulunur.
Standart nedir en yaygın token standartları hangileridir?
Ethereum topluluğu, projelerin uygulamalar arasında sorunsuz, birlikte çalışabilirliğini arttırmak ve bu durumun sürekliliğini sağlamak için birçok standart kullanır. Genellikle standartlar, bir standart süreci aracılığıyla topluluk üyeleri tarafından tartışılan EIP, Ethereum Improvement Proposal (Ethereum İyileştirme Önerileri) olarak sunulur.
EIP’ler, Ethereum için potansiyel yeni özellikleri veya süreçleri belirleyen standartlardır. Ethereum için ağ yükseltmeleri ve uygulama standartları, EIP süreci aracılığıyla tartışılır ve geliştirilir. Bazı EIP’ler uygulama seviyesinde standartlar ile ilgilidir, bunlar Ethereum Yorum Talebi (ERC) olarak sunulmuştur. ERC’ler Ethereum ekosisteminde geniş çaplı kullanılan kritik standartlardır. İsmini çok sık duyduğumuz ERC standartlarından bazıları aşağıda yer alıyor
Token standartları
ERC-20- Oylama token’ları, stake etme token’ları veya sanal para birimleri gibi değiştirilebilir (birbirinin yerine geçebilir) token’lar için standart bir arayüz.
ERC-721- Bir şarkı veya sanat eserinin telif hakkı gibi değiştirilemez token’lar için standart bir arayüz.
ERC-777- ERC-20’yi geliştiren bir token standardı.
ERC-1155- Hem değiştirilebilir hem de değiştirilemez varlıkları içerebilen bir token standardı.
Daaps (Decentralized Applications) nedir?
Dapps (merkezi olmayan uygulamalar), kullanıcıyı ve uygulamayı birbirine bağlamak için merkezi otorite içermeyen bir uygulamadır. Uygulama, kullanıcılara otomatik olarak bağlanarak üçüncü tarafların aracı olarak katılımını ortadan kaldırır. Ethereum blockchain ağı üzerinde çalışan Dapp’ler Akıllı sözleşme aracılığıyla blockchain üzerinde daha iyi çalışmasına yardımcı olur. Normal olarak kullandığımız herhangi bir yazılım uygulamasına benzer ancak merkezi bir sunucu yerine blok zinciri veya P2P (eşten eşe) ağlarında çalışır. P2P olacak şekilde çalışan uygulamaların tümü dApp olarak adlandırılır.
Ethereum’da akıllı sözleşmeler açık API’ler gibi erişilebilir ve şeffaf olduğundan uygulama, başka birinin yazdığı bir akıllı sözleşmeyi bile içerebilir. Bir dapp’in arka uç kodu, merkeziyetsiz bir eşler arası ağ üzerinde çalışır. Normal App’lerde arka uç kodun merkezi sunucularda çalışır Daap’lerde ise arka uç kodu merkeziyetsiz bir sistemde yani Blockchain sisteminde çalışır. Bir Dapp, arka ucuna çağrı yapabilen herhangi bir dilde yazılmış ön uç koduna ve kullanıcı arayüzlerine sahip olabilir. Daaplerin çalışma mekanizmasını daha iyi anlamak için normal bir app (Application) ile kıyaslayalım.
Geleneksal bir App, bir sayfayı oluşturmak için HTML, CSS ve javascript gibi diller kullanır. Ayrıca, bir API kullanan bir veritabanından veri alması gerekecektir. Örnek olarak Meta’ya eski adıyla Facebooka girdiğinizde, sayfa kişisel bilgilerinizi almak ve bunları sayfada görüntülemek için bir API arayacaktır.
Ön Uç → API → Veritabanı
Bir Dapp, geleneksel bir app çok benzerdir. Ön uç, sayfayı oluşturmak için tamamen aynı teknolojiyi kullanır. Tek fark, bir Veritabanına bağlanan bir API yerine, bir blok zincirine bağlanan bir Akıllı Sözleşmeniz olmasıdır.
Ön Uç → Akıllı Sözleşme → Blok Zinciri
Daaplerin genel özelikleri şunlardır:
Merkeziyetsiz hiçbir kişi veya grubun kontrole sahip olmadığı; açık, ortak ve merkeziyetsiz bir platform üzerinde çalışırlar
Deterministik Dapp’ler, yürütüldükleri ortamdan bağımsız olarak aynı fonksiyonu yerine getirirler.
Turing tam gereken kaynaklar sağlandığında herhangi bir eylemi gerçekleştirebilirler.
İzole Ethereum Sanal Makinesi olarak bilinen sanal bir ortamda yürütülürler, böylece akıllı sözleşmede bir hata olursa, blok zinciri ağının normal işleyişi engellemez.
Dapp Geliştirmenin Avantajları:
Akıllı sözleşme dağıtıldıktan ve blok zincirine ulaştıktan sonra ağ bir bütün olarak sözleşme ile etkileşmek isteyen istemcilere her zaman hizmet edebilecektir. Bir Dapp dağıtmak veya onunla etkileşime girmek için gerçek hayattaki kimliğinizi sağlamanız gerekmez ayrıca Dapp, verileri depolamak için blok zinciri kullandığından, kimse blok zincirinde depolanan verilerin içeriğini kesemez veya değiştiremez. Blok zinciri, verileri blok zincirine bağlı tüm bireyler veya ana bilgisayarlar değişiklikleri kabul edene kadar sakladığı için, verilerde asla herhangi bir değişiklik olmayacaktır. Blok zincirinde depolanan veriler, kriptografik temeller sayesinde değişmez ve tartışılmazdır.
Dapp Geliştirmenin Zorlukları:
Blok zincirinde yayınlanan kod ve verilerin değiştirilmesi daha zor olduğu için Dapp’lerin bakımı daha zor olabilir. Büyük bir performans ek yükü mevcuttur ve ölçeklendirme aşırı zordur. Ethereum’un arzu ettiği güvenlik, bütünlük, şeffaflık ve güvenilirlik seviyesini elde etmek için her düğüm, her işlemi çalıştırır ve depolar. Bunun da ötesinde, iş ispatı da zaman alır.
Bir Dapp çok fazla bilgisayar kaynağı kullanıyorsa, tüm ağ tıkanır. Şu anda ağ, saniyede yalnızca yaklaşık 10-15 işlem gerçekleştirebiliyor işlemler bundan daha hızlı gönderiliyorsa onaylanmamış işlemler havuzu hızla şişebilir. Bazı durumlarda ise normal app ler gibi davranabilir ve merkezileşme, blok zincirinin geleneksel modele göre avantajlarının çoğunu ortadan kaldırır
Ethereum Virtual Machine (EVM)
EVM, Ethereum’un tüm işletim yapısının temeli olan sanal makine görevi görür. Bir Ethereum istemcisi çalıştıran binlerce bağlı bilgisayar tarafından sürdürülen tek bir varlık olarakta nitelendirilir. Ethereum protokolü sadece bu makinenin devamlı, kesintisiz ve değiştirilemez işleyişini sürdürmek için vardır. EVM’nin rolü, kullanıcıların dağıtılmış defterde yaşanan sorunları aşması için Blockchain’e işlevsellik bakımından destek sağlamaktır.
EVM in çalışma prensibi
Ethereum’un iki tür hesabı vardır: Her ikisi de EVM kapsamında farksız Harici Hesaplar (EOA) ve Sözleşme Hesaplarıdır. Hesap soyutlama, bunu yalnızca bir hesaba indirgemeye çalışır, yani hem EOA’lar hem de Sözleşme Hesapları birbirleri gibi çalışır. EOA’lar özel anahtarlar tarafından kontrol edilir, bu arada sözleşme hesapları akıllı cüzdanlar olarak da bilinen akıllı sözleşmelerde saklanır. Akıllı sözleşme kodlamasında yazılan bir sözleşme, bayt koduna dönüştürülür. Akıllı sözleşmeleri kullanmak için kaynak kodunun çoğu, Solidity programlama dili kullanılarak yapılır. Daha sonra EVM’nin yorumlaması için işlem kodlarına dönüştürülür. EVM daha sonra belirli görevleri tamamlamak için işlem kodlarını kullanır.
Dağıtılmış Defter ve Durum Makinesi
Dağıtılmış defter, genellikle temel kriptografi araçlarını kullanarak merkeziyetsiz bir para birimini mümkün kılan Bitcoin gibi blok zincirlerini tanımlamak için kullanılır. Bir kripto para, defteri değiştirmek için ne yapıp ne yapamayacağını yöneten kurallar nedeniyle normal bir para birimi gibi davranır. Örneğin, bir Bitcoin adresi daha önce aldığından daha fazla Bitcoin harcayamaz. Bu kurallar, Bitcoin ve diğer birçok blok zincirindeki tüm işlemlerin temelini oluşturur.
Ethereum’un neredeyse tamamen aynı sezgisel kuralları takip eden kendi yerel kripto parası (Ether) olsa da Ethereum çok daha güçlü bir fonksiyonu olan akıllı sözleşmeleri mümkün kılar. Ethereum, dağıtılmış bir defter değil de dağıtılmış bir durum makinesidir. Ethereum’un durumu, yalnızca tüm hesapları ve bakiyeleri değil, aynı zamanda önceden tanımlanmış bir dizi kurala göre bloktan bloğa değişebilen ve isteğe bağlı makine kodunu çalıştırabilen ve makine durumunu tutan büyük bir veri yapısıdır.
EVM TALİMATLARI
EVM, 1024 öğe derinliğinde bir yığın makinesi olarak çalışır. Her öğe, 256 bitlik kriptografi ile kullanım kolaylığı sağlamak için seçilmiş 256 bitlik bir kelimedir. Yürütme sırasında EVM, işlemler arasında varlığını sürdürmeyen geçici bir bellek tutar. Ancak sözleşmeler, söz konusu hesap ve küresel durumun bir parçası ile ilişkili bir Merkle Patricia depolama ağacı içerir.
Merkle Patricia: Ethereum’un depolama katmanı için önemli veri yapılarından biridir, Ethereumda tüm bağlamaları depolamak için kullanılabilen olarak kimliği doğrulanmış bir veri yapısı sağlar
GAS FEE NEDİR?
Gaz, Ethereum ağında belirli işlemleri yürütmek için gereken işlem harcamasının miktarını ölçen birimi ifade eder. Her Ethereum işleminin yürütülmesi için işlem kaynakları gerektiğinden, her işlem bir ücret gerektirir. Özetle gaz, Ethereum’da başarılı bir şekilde işlem yapmak için gereken ücreti ifade eder. Gaz ücretleri Ethereum’un yerel para birimi ether (ETH) ile ödenir. Gaz fiyatları, kendisi ETH’nin bir birimi olan Gwei’de belirtilir her Gwei, 0,000000001 ETH’ye (1-9 ETH) eşittir.
Ethereum ağındaki işlem ücretlerinin hesaplanma şekli, Ağustos 2021’deki Londra Yükseltmesi ile değişti.
LONDRA YÜKSELTMESİNDEN ÖNCE
X kişisinin Y kişisine 1 ETH ödemek zorunda olduğunu varsayalım. İşlemde gaz limiti 21.000 birim, gaz fiyatı ise 200 gwei’dir. Toplam ücret şöyle olurdu: Gas birimi * Gas ücreti (birim başına) yani 21,000 * 200 = 4,200,000 gwei veya 0.0042 ETH. X kişisi parayı gönderdiğinde, X kişisinin hesabından 1,0042 ETH harcanır. Y kişisine 1,0000 ETH yatırılır ve Madenci 0,0042 ETH alır.
LONDRA YÜKSELTMESİNDEN SONRA
Londra Yükseltmesi, Ethereum’un işlem ücreti mekanizmasını elden geçirerek Ethereum’da işlem yapmayı kullanıcılar için daha öngörülebilir hâle getirmek için 5 Ağustos 2021’de uygulandı. Bu değişikliğin getirdiği faydalar arasında, daha iyi işlem ücreti tahmini, genellikle daha hızlı işleme dahil etme ve işlem ücretlerinin bir yüzdesini yakarak ETH ihracını dengeleme yer alıyor.
Londra ağ yükseltmesinden sonra, her bloğun bir taban ücreti vardır, bu bloğa dahil edilmek üzere gaz birimi başına minimum fiyat ağ tarafından blok alanı talebine göre hesaplanır. İşlem ücretinin taban ücreti yakıldığı için kullanıcıların işlemlerinde de bir bahşiş belirlemeleri beklenir. Bahşiş, bloklar hâlinde kullanıcı işlemlerini yürüten ve yayan madenciler için telafi niteliğindedir ve bahşişin çoğu cüzdan tarafından otomatik olarak ayarlanır.
Toplam işlem ücretinin hesaplanması şu şekilde çalışır: Gas units (limit) * (Base fee + Tip)
Diyelim ki X kişisi, Y kişisine 1 ETH ödemek zorunda. İşlemde gaz limiti 21.000 birim ve taban ücret 100 gwei’dir. X kişisi 10 gwei’lik bir bahşiş ekler. Bu formülü kullanarak bunu 21,000 * (100 + 10) = 2,310,000 gwei veya 0,00231 ETH olarak hesaplayabiliriz. X kişisi parayı gönderdiğinde, X kişisi hesabından 1,00231 ETH düşülecek. Y kişisine 1,0000 ETH yatırılacak. Madenci 0,00021 ETH bahşişini alır. 0,0021 ETH taban ücreti yakılır. Ek olarak x kişisi, işlem için bir maksimum ücret belirleyebilir ve işlem yürütüldüğünde taban ücretin üstünde ödeme yapmaktan endişe duymaz çünkü maksimum ücret ile gerçek ücret arasındaki fark X kişisine iade edilir.
Blok boyutu
Londra yükseltmesinden önce, Ethereum’un sabit boyutlu blokları vardı. Ağ talebinin yüksek olduğu zamanlarda bu bloklar tam kapasitede çalıştı. Sonuç olarak, kullanıcılar genellikle bir bloğa dahil olmak için yüksek talebin düşmesini beklemek zorunda kaldılar ve bu da kötü bir kullanıcı deneyimine yol açtı. Londra Yükseltmesi, Ethereum’a değişken boyutlu bloklar getirdi. Her bloğun hedef boyutu 15 milyon gazdır, ancak blokların boyutu, 30 milyon gaz blok sınırına kadar ağ talebine göre artabilecek veya azalabilecektir.
Protokol, tâtonnement denen bu süreç ile ortalama 15 milyonluk bir denge bloğu boyutuna ulaşır. Bu, blok boyutunun hedef blok boyutundan büyük olması durumunda, protokolün bir sonraki blok için taban ücreti artıracağı anlamına gelir. Benzer şekilde, blok boyutu hedef blok boyutundan küçükse protokol taban ücretini düşürür.
GAZ ÜCRETLERİ NEDEN VAR?
Kısacası, gaz ücretleri Ethereum ağının güvenli kalmasına yardımcı olur. Ağda yürütülen her hesaplama için bir ücret talep ederek, kötü niyetli kişilerin ağa spam göndermesi önlenir. Yanlışlıkla veya düşmanca sonsuz döngüleri veya koddaki diğer hesaplama israfını önlemek için, her işlemin kullanabileceği kod yürütmenin hesaplama adımına bir sınır koyması gerekir. Bir işlemde bir limit berlirlense ve limit sınırları altında kalırsa işlemde kullanılmayan herhangi bir gaz kullanıcıya iade edilir
GAZ LİMİTİ NEDİR?
Gaz limiti, bir işlemde tüketmek istediğiniz maksimum gaz miktarını ifade eder. Standart bir ETH transferinde, 21.000 birim gaz sınırı vardır. Örneğin, basit bir ETH transferi için 50.000 gaz limiti koyarsanız, EVM 21.000 tüketir ve kalan 29.000’i geri alırsınız. Ancak, basit bir ETH transferi için 20.000’lik bir gaz limiti gibi az miktarda gaz belirtirseniz, EVM işlemi gerçekleştirmeye çalışırken 20.000 gaz biriminizi tüketir, ancak işlemi tamamlamaz. EVM daha sonra herhangi bir değişikliği geri alır, ancak madenci zaten 20 bin gaz birimi değerinde iş yaptığından, bu gaz tüketilir.
GAZ ÜCRETLERİ NEDEN BU KADAR YÜKSELEBİLİYOR?
Yüksek gaz ücretleri, Ethereum’un popülaritesinden kaynaklanmaktadır. Ethereum üzerinde herhangi bir işlem yapmak, gaz tüketmeyi gerektirir ve blok başına gaz alanı sınırlıdır. Ücretler; farklı miktarlarda “gaz” birimi tüketen hesaplama, verilerin depolanmasını veya manipüle edilmesi veya token’ların aktarılması gibi işlemleri içerir.
Dapp işlevselliği daha karmaşık hâle geldikçe, bir akıllı sözleşmenin gerçekleştirdiği işlemlerin sayısı da artar, bu da her işlemin sınırlı boyutlu bir bloktan daha fazla yer kapladığı anlamına gelir. Çok fazla talep varsa, kullanıcılar diğer kullanıcıların işlemlerini denemek ve daha yüksek teklif vermek için daha yüksek bir bahşiş tutarı teklif etmelidir. Daha yüksek bahşiş, işleminizin bir sonraki bloğa geçmesini daha olası hâle getirebilir. Gaz fiyatı tek başına belirli bir işlem için ne kadar ödememiz gerektiğini belirlemez. İşlem ücretini hesaplamak için gwei cinsinden ölçülen işlem ücretini kullanılan gaz ile çarpmamız gerekiyor.
GAZ MALİYETLERİNİ AZALTMAK İÇİN GİRİŞİMLER
Ethereum kullanan kişi sayısı arttıkça blok zinciri belirli kapasite sınırlamalarına ulaştı. Bu durum, ağı kullanma maliyetini artırarak “ölçeklendirme çözümlerine” yönelik bir ihtiyaç doğurdu. Benzer hedeflere ulaşmak için farklı yaklaşımlar benimseyen, araştırılan, test edilen ve uygulanan çok sayıda çözüm vardır. Ölçeklenebilirliğin ana hedefi, merkeziyetsizlikten veya güvenlikten ödün vermeden işlem hızını ve işlem verimini artırmaktır. Kavramsal olarak, ölçeklendirme zincir üstünde veya zincir dışında ölçeklendirme olarak sınıflandırmaya tabi oluyor.
ZİNCİR ÜSTÜNDE ÖLÇEKLENDİRME
Bu ölçeklendirme yöntemi, Ethereum protokolünde değişiklik yapılmasını gerektirir yani katman 1 de işlem yapılır. Parçalama, şu anda bu ölçeklendirme yönteminin ana odak noktasıdır.
Parçalama
Parçalama, yükü yaymak için bir veri tabanını yatay olarak bölme işlemidir. Ethereum bağlamında parçalama, “parça” olarak bilinen yeni zincirler oluşturarak ağ tıkanıklığını azaltır ve saniye başına işlem kapasitesini artırır. Bu, aynı zamanda doğrulayıcıların ağdaki işlemlerin tamamını işleme zorunluluğunu ortadan kaldırarak tüm doğrulayıcıların yükünü azaltır
ZİNCİR DIŞINDA ÖLÇEKLENDİRME
Zincir dışı çözümler, katman 1 Mainnet’ten ayrı olarak uygulanır Mevcut Ethereum protokolünde herhangi bir değişiklik gerektirmez. “
Katman 2 ölçeklendirme
İkinci katman bir ölçekleme çözümüdür. Katman 2 ler işlemlerin zincir dışında gerçekleştirilip bu işlemlerin verilerini ana ağa paketler şeklinde ileterek çalışır. Kısaca Ağ meşgulken işlem hızı düşer ve belirli türdeki dapp’ler için kullanıcı deneyimi olumsuz etkilenir. Ve ağ yoğunluğu arttıkça işlem yapmak isteyenler birbirlerinden daha fazla işlem ücreti sunarak işlem ücretlerinin artmasına neden olurlar. Bu çözümde zincir içindeki yoğunluğu azaltmak hedeflenir. Katman 2 ölçekleme; gaz maliyetlerini, kullanıcı deneyimini ve ölçeklenebilirliği büyük ölçüde iyileştirmeye yönelik birincil bir girişimdir.
Toplamalar
Toplamalar, işlem yürütmesini katman 1 dışında gerçekleştirir ve ardından veriler, mutabakata varılan katman 1’e gönderilir. İşlem verileri katman 1 bloklarına dahil edildiğinden bu, toplamaların yerel Ethereum güvenliği ile güvence altına alınmasına izin verir.
Farklı güvenlik modellerine sahip iki tür toplama vardır:
İyimser toplamalar: İşlemlerin varsayılan olarak geçerli olduğunu varsayar ve yalnızca bir meydan okuma ile karşılaşıldığında dolandırıcılık ispatı aracılığıyla hesaplama çalıştırır.
Sıfır bilgi toplamaları: Zincir dışı hesaplamalar çalıştırır ve zincire bir doğruluk ispatı gönderir.
Durum kanalları
Durum kanalları, katılımcıların zincir dışında hızlı ve özgürce işlem yapmalarını sağlamak için çoklu imza sözleşmelerini kullanır ve ardından Mainnet ile kesinliği kararlaştırır. Bu, ağ tıkanıklığını, ücretleri ve gecikmeleri en aza indirger. Şu andaki durum kanalları ve ödeme kanalları olarak iki tür kanal bulunur.
Yan zincirler
Bir yan zincir, Mainnet’e paralel olarak çalışan bağımsız bir Ethereum Sanal Makinesi uyumlu blok zinciridir. Bunlar, iki yönlü köprüler aracılığıyla Ethereum ile uyumludur ve kendi seçtikleri mutabakat kuralları ve blok parametreleri altında çalışırlar.
Plazma
Plazma zinciri, ana Ethereum zincirine bağlı olan ve anlaşmazlıkları tahkim etmek için dolandırıcılık kanıtlarını (iyimser toplamalar gibi) kullanan ayrı bir blok zinciridir.
Validium
Bir Validium zinciri, sıfır bilgi toplamaları gibi doğruluk ispatlarını kullanır, ancak veriler ana katman 1 Ethereum zincirinde depolanmaz. Bu, her bir Validium zinciri başına saniyede 10 bin işlem yapılabilmesini ve birden çok zincirle birlikte paralel olarak çalışabilmesine olanak sağlar.
GAZ MALİYETLERİNİ DÜŞÜRMENİZ İÇİN STRATEJİLER
ETH için gaz maliyetlerini azaltmak istiyorsanız, işleminizin öncelik seviyesini belirtmek için bir bahşiş belirleyebilirsiniz. Madenciler, ilk olarak gaz başına daha yüksek bir bahşiş sunan işlemlerle ilgilenecekler ve bunları gerçekleştirecekler bunlar bittikten sonra düşük bahşiş setine sahip işlemleri gerçekleştirmeye başlayacaklar. Bu biraz zaman ve risk içeren bir yöntemdir.
ETH’nizi daha ucuza gönderebilmeniz için gaz fiyatlarını takip etmek istiyorsanız, aşağıdakiler gibi birçok farklı araç kullanabilirsiniz:
Etherscan.io/gastracker: İşlem gaz fiyatı tahmincisi
Blocknative ETH Gas Estimator: Gaz tahmin eden, hem Tip 0 eski işlemleri hem de Tip 2 EIP-1559 işlemlerini destekleyen Chrome uzantısı.
ETH Gas Station: Ethereum gaz piyasası için tüketici odaklı ölçümler.
Cryptoneur Gas Fees Calculator Mainnet: Arbitrum ve Polygon üzerindeki farklı işlem türleri için yerel para biriminizde gaz ücretlerini hesaplayabilirsiniz.
Eth1 nedir, mevcut iş ispatı blok zinciri olan Mainnet Ethereum’a atıfta bulunan bir terimdir. Artık bu terim yerine “yürütüm katmanı” kullanıldığı için kullanımdan kaldırılmıştır
Eth2 nedir, Ethereum’un hisse ispatına geçişi de dahil olmak üzere bir dizi Ethereum protokolü yükseltmesine atıfta bulunan bir terimdir. Artık bu terim yerine “mutabakat 8consensüs) katmanı” kullanıldığı için kullanımdan kaldırılmıştır.
Zorluk Bombası nedir, madencilerin Ethereum blok zincirinde ödüller almak için çözmeleri gereken madencilik algoritmasının giderek zorlaşan seviyeleri için kullanılan bir terimdir. Bitcoindeki halving yarılanmasına benzer bir olgudur.
Konsensus (Uzlaşma) NEDİR?
Konsensus (Consensus) Türkçe karşılığı uzlaşma olan ve tanım olarak “tartışmalı bir konuda uzlaşılarak ulaşılan genel görüş birliği” olarak adlandırılır. Daha genel ve basit bir dil ile anlatmak gerekirse, bir grup içerisinde karar vermek ya da fikir birliğine ulaşmak anlamını taşımaktadır. Block zinciri açısından ise bu süreç bir biçim kazanmıştır ve konsensusa varmak ağdaki düğümlerin en az %51’inin ağın sonraki global durumunu üzerinde anlaşmaya varmasıdır.
Konsensus mekanizmaları, dağıtılmış sistemlerin birlikte çalışmalarını ve güvende kalmalarını sağlar. Bu mekanizmalar uzun yıllardır veri tabanı düğümleri, uygulama sunucuları ve diğer kurumsal altyapılar arasında konsensus sağlamak için kullanılmaktadır.
Son yıllarda, Ethereum gibi sistemlerin ağın durumu üzerinde anlaşmaya varması için yeni konsensus mekanizmaları icat edilmiştir. konsensus mekanizması, belirli ekonomik saldırı türlerinin önlenmesine de yardımcı olur. Teorik olarak bir saldırgan, ağın %51’ini kontrol ederek konsensusu tehlikeye atabilir. İşte konsensus mekanizmaları da bu “%51 saldırısı”nı imkânsız kılmak için tasarlanmıştır.
Proof of Work (PoW- iş ispatı) Nedir?
Proof of Work temelde sistemin işleyişini aksatmaya yönelik yapılan saldırıların veya Spam olarak adlandırılan istenmeyen mesajların engellenmesi için ortaya çıkarılmış bir protokoldür. Bu protokol, ilk olarak 1993 yılında Cynthia Dwork ve Moni Naor isimli bilgisayar uzmanlarının öne sürdüğü bir makleden çıkmıştır.
İş ispatı doksanlı yıllarda en yaygın olark, DDoS (Denial of Service) saldırıları başta olmak üzere bilgisayar sistemlerini çalışamaz hale getirmeye yönelik hamleleri engellemek için kullanılmaya başlandı. 31 Ekim 2008’de yayınlanan bitcoinin teknik dökümanında, karşımıza daha önceki kullanım alanlarından farklı bir şekliyle ortaya çıktı. Burda p2p eşler arası elektronik nakit sistemi Proof of Work protokolü sayesinde güvenilir bir ödeme sistemi ve kriptopara biriminin nasıl var olabileceğini ortaya koyuldu.
Proof of Work nasıl çalışır?
Bitcoin ve diğer kiriptopara birimleri, düğümlerin bir araya gelerek oluşturduğu ağlar aracılığıyla korunan blokzinciri sistemleridir. Bu sistemlerin temel görevi ağın sürdürülebilirliği ve sürekliliğini sağlamaktır. Ağda madenci denilen ve zincire yeni bloklar eklemekle görevli operatörler bulunmaktadır. Bu blokların eklenebilmesi ise bazı karmaşık matematik problemlerinin çözülmesiyle gerekiyor. Bu problemleri çözmek çok zor olduğundan dolayı güçlü işlemcilere ihtiyaç duyulmaktadır.
Problemi çözen ve bloktaki işlemleri doğrulayan madenci, işlemi ağa yayınlayarak ağda belirlenen kriptopara ödülünü ve bloktaki işlemler için ödenen işlem ücretlerini almaya hak kazanır.
Proof of Stake (PoS- Hisse İspatı) Nedir? Nasıl Çalışır
Proof of Stake (PoS- Hisse İspatı), Proof of Work protokolüne bir alternatif olarak ortaya çıkmış varlık sahipliğini dikkate alan bir protokoldür. 2012 yılında Sunny King ve Scott Nadal isimli blokzinciri geliştiricileri tarafından PoW’un yüksek enerji tüketimine alternatif olarak ortaya çıkmıştır. PoS protokolünü kullanan ilk kriptopara birimi Peercoin’dir. PoS protokolü PoW protokolüne nazaran ağ gücünü işlemci gücüne bakarak dağıtmaz. PoS’ta bir sonraki bloğun üretimi birkaç kombinasyonu aynı anda yerine getiren operatörler tarafından gerçekleştirilebilir
Hisse İspatı protokolünde, işlem doğrulayabilmek ve gelirden pay almak isteyen kullanıcılar, varlıklarını “Staking” (gelirden pay alma) olarak adlandılan bu kilitleme, doğrulama için kullanılır. Hisse ispatı protokolünü kullanan blockzincirlerinde, kullanıcılar diğer adıyla stakerlar, blok doğrulama ödüllerini ve diğer kullanıcıların ödediği transfer ücretlerini stake varlıklarıyla orantılı olarak paylaşır.
Proof of Stake protokolünün birden çok türü vardır: Delegated Proof of Stake (dPoS- Yetkilendirilmiş Hisse ispatı) ve Leased Proof of Stake (LPoS – Kiralanmış Hisse ispatı) öne çıkan Proof of Stake türleridir.
Delegated Proof of Stake (DPoS) (Yetkilendirilmiş Hisse ispatı)
Varlık sahipliğine dayanan Hisse ispatında bir kullanıcı, varlıklarını ilgili blokzincirine bağlı cüzdanında tutarak işlemleri doğrulama ve blok üretme hakkına sahip olduğunu söylemiştik. DPoS ise stakerların oy vererek fikir birliğini çözme gücünden yararlanır. Yetkilendirilmiş Hisse İspatı (dPoS) blokzinciri ağında fikir birliği sağlamak için sosyal bir sistem kullanılır. Amaç kriptopara sahiplerinin ağın yönetiminde söz sahibi olmasıdır.
Hisse İspatı sisteminden farklı olarak, kullanıcılar, cüzdanlarıdaki kripto varlıklarını bir başka kullanıcıya delege ederler. Kriptopara varlığı cüzdandan transfer edilmez, ancak delege edilen kullanıcının varlığı olarak kabul edilir ve delege edilen kullanıcının ağdaki söz hakkını artırır. Diğer kullanıcılardan delege hakkı alan kişi, ağdaki gelirlerden daha fazla pay alır ve elde ettiği geliri, delegeleriyle, hisseleri oranında paylaşır.
Leased Proof of Stake (LPoS)
Proof of Stake protokolünde her kullanıcı uygun değildir bunun için keriterlere uygun olan kullanıcılar kabul edilir ve blokları doğrular. Yani üretilen her bloktan gelir elde edemezler. Ancak Kiralanmış Hisse İspatı (LPoS) protokolünde kullanıcılar bütün bir düğümün belli bir yüzdesini kiralamalarına imkân tanınır. Bu sistemin amacı küçük yatırımcıyıda sistemi kullnmaya teşfik etmektir. LPoS protokolünü kullanan kriptopara birimleri arasında en yaygını Waves’tir.
LPoS ta sistem şu şekilde çalışır: Kullanıcılar, cüzdanlarında bulunan varlıkları, ağda işlem yapan diğer kullancılara kiraya verir. Kiralama işleminde, kiralanan miktar kullanıcının cüzdanından çıkmaz ancak çekme ve alış satış işlemlerine kapatılır karşılığında bir sözleşme ispatı tarzı bir şey verilir. Kiralama yapılan kullanıcı, madencilik faaliyetleri yaparken gelirden daha fazla ödül alır ve kazancını, paydaşları ile payları oranında paylaşır.
Çatallar (Forks) nedir?
Çatallar, ağda önemli teknik yükseltmeler veya değişiklikler yapılması gerektiğinde ortaya çıkar: Bunlar genellikle Ethereumda Ethereum İyileştirme Önerileri (EIP’ler)’den kaynaklanır ve protokolün “kurallarını” değiştirir. Geleneksel, merkezden kontrol edilen yazılımlarda yükseltmelere ihtiyaç duyulduğunda, şirket son kullanıcı için sadece yeni bir versiyon yayınlar. Blok zincirleri is bundan farklı çalışır çünkü merkezi bir sahiplik yoktur. Yapılan kural değişiklikleri ağda geçici bir bölünme oluşturabilir, yeni bloklar yeni ya da eski kurallara göre yaratılabilir. Çatallar genellikle önceden kararlaştırılır, böylece müşteriler değişiklikleri uyum içinde benimser ve yükseltmelerle birlikte çatal ana zincir hâline gelir. Fakat nadir durumlarda, çatallanmalar üzerindeki anlaşmazlıklar ağın geçici olarak ayrılmasına neden olabilir.
Hard Fork Nedir?
Hard Fork, blockchain ağı üzerinde yapılan keskin çatallaşmayı ifade eder. Mevcut blokzincire alternatif olarak yeni bir blockzincir oluşturulmasıdır. Kod büyük ölçüde değiştiği için yeni sürüm, eski bloklarla geriye dönük olarak uyumlu olmadığından hard fork gerçekleşir. Oluşturulan bu hard forkla beraber oluşan iki çataldan ya ikisi de aynı anda var olur ve birbirlerinden bağımsız olarak çalışırlar ya da ikisinden biri daha baskın hale gelir.
Hard fork adından da anlaşılacağı gibi beraberinde sert düzenlemeler getirmektedir. Oluşan yeni forku seçen kullanıcılar eski sürüme geri dönüş olanakları bulunmamaktadır. Örnek olarak Merkezi olmayan otonom kuruluş olarak çevirebileceğimiz DAO (Decentralized Autonomous Organisation’nun) 50 milyon ETH’nin çalınmasıyla sonuçlanan hacklenmesinden sonra yaratılmıştır. O dönemlerde, Ethereum topluluğu ne yapılacağı konusunda tartıştı ve çoğu, hard fork kullanmaya karar verdi.
Soft Fork Nedir?
Soft fork, blokzincir ağında üzerinde eski yazılıma da uyumlu olacak şekilde yenilik yapılma işlemi olarak tanımlanmaktadır. soft forku, blok zinciri için yazılım yükseltmesi olarak düşünebilirsiniz. Bu, tüm kullanıcılar tarafından benimsendiğinde para biriminin yeni standardı hâline gelir. Yeni ağa geçen kullanıcılar isterlerse eski ağada geçebilmektedir. Soft fork tam anlamda başarıya ulaşılabilmesi için madencilerin ve kullanıcıların bu yeni ağı çoğunlukla kabul etmesi gerekmektedir. soft forklar, hem Bitcoin hem de Ethereum’a genellikle programlama düzeyinde yeni özellikler veya işlevler getirmek için kullanılır. Burda ağ değişmediğinden dolayı gelen yükseltme geriye dönükte çalışabilir.
Ethereum’un tarihçesi
Etherumun tarihsel yapısını ve bugüne kadar gelişen yapısını anlamak için en baştan başlayalım.
İlk olarak Ethereum’un kurucusu Vitalik Buterin tarafından 2013’te yayınlanan bir tanıtım yazısı paylaşıldı bu yazıda ethereumun yapısı ve işleyişi en zayıf yapısıyla anlatılmıştı, bu yazı geliştirilerek ethereumun bugünki whitepaperi haline geldi.
Daha sonrasında 2014 yılında Ethereum’un kurucu ortağı ve Polkadot’un yaratıcısı olan İngiliz bilgisayar programcısı Dr. Gavin Wood tarafından yazılan çok aşina olmadığımız bir isimle nitelendirilen bir yellowpaper yani sarı kâğıt yayınlandı, bu kâğıt Ethereum protokolünün teknik bir tanımını içeriyordu. Bu kâğıdın detaylarına https://ethereum.github.io/yellowpaper/paper.pdf linkinden ulaşabilirsiniz.
Yine aynı sene içinde resmi Ether satışı başladı. 42 gün süren bu satış sürecinde satışlar tamamen bitcoin karşılığında yapıldı, Ether fiyatı başlangıçta BTC başına 2000 ETH’lik indirimli bir fiyata ayarlandı ve BTC başına 1337 ETH’lik orana doğrusal olarak düşmeden önce 14 gün boyunca bu şekilde kaldı tabi o zamanlarda bitcoinin fiyatı ortalama 520 dolar civarındaydı, yani bir ethereum indirimli haliyle ortalama 0,25 centten satışa sunulmuş oldu.
2015 yılında ise ethereumun ilk ve en önemli kilometre taşlarından biri olan Frontier yayınlandı frontier, Ethereum projesinin canlı, ancak yalın bir uygulamasıydı. Teknik kullanıcılar, özellikle geliştiriciler için tasarlanmıştı. Blokların 5.000’lik bir gaz sınırı vardı. Bu “thawing” (çözülme) dönemi, madencilerin faaliyetlerine başlamasını ve erken benimseyenlerin istemcilerini “acele etmeden” kurmalarını sağladı.
Frontierin ardından ethereumun 200.000 bloğundan itibaren Frontier Thawing yayınlandı. Frontier Thawing çatalı, blok başına 5.000 gaz sınırını kaldırdı ve varsayılan gaz fiyatını 51 gwei yaptı. Artık İşlemler 21.000 gaz gerektiriyordu. O zamanlarda ethereum ortalma 1,20 dolar civarına kadar yükselmişti. Ethereumda genellikle soft-fork zordur; Bunun nedeni, bitcoin’den farklı olarak ethereum komut dosyalarında durum değişikliklerini yürütür yani farklı etkilere sahip işlemler söz konusudur. Bu yüzden genel itibariyle ethereumda soft forklar değil hard forklar yaygındır.
2016 yılında ethereumun piyasaya sürülmesinden sonra Homestead forku yayınlandı Homestead, Birkaç protokol değişikliği ve Ethereum’a daha fazla ağ yükseltmesi yapma yeteneği veren bir ağ değişikliği içeriyordu. Homestead sürümü, 1.150.000 numaralı blokta gerçekleşti.
Homestead forkunda kullanılan EIP ler
EIP-2 Ana çiftlikte hardfork değişiklikleri,
EIP-7 Hardfork EVM güncellemesi: DELEGATECALL,
EIP-8 devp2p ileri uyumluluğu gibi yükseltmeler yapıldı.
Yine aynı sene içinde yaşanan bir hack olayından sonra DAO Forku yayınlandı 1,920,000 blokta gerçekleşen DAO hard forku, yapılan 3,6 milyon ETH’nin boşaltıldığı hack saldırısına karşı bir yanıt olarak sürüldü. Çatal, hatalı sözleşmedeki fonları tek bir fonksiyonla yeni sözleşmeye taşıdı. Para kaybeden herkes, cüzdanlarındaki her 100 DAO token’i için 1 ETH aldı.Herhangi bir ETH sahibi, oylama platformunda yapılan bir işlem aracılığıyla oy kullanabildi zaten ismini buradan aldı . Çatallanma kararı oyların %85’inden fazlasına ulaştı, ancak kalan yüzde 15’lik dilimdeki madenciler, DAO hack olayında protokolde bir kusur olmadığına yorumlayarak çatallanmayı reddetti ve Ethereum Classic’i oluşturdular.
Ethereum Classic, Kod Kanundur” ilkesine dayanan akıllı sözleşmeler, programlandığı gibi kendi kendine çalışabilen, kendi kendini yürüten otonom dijital uygulamalardır. Bu tür uygulamalara örnek olarak, ATM makinesi veya Bitcoin sistemleri verilebilir. Ana işlevi, merkezi olmayan uygulamaları kendi bünyesinde barındırma ve destekleme özelliğine sahip bir akıllı sözleşme ağıdır. Ethereum Classic zinciri geri döndürmeyen ağ olarak ortaya çıkmıştır. Geliştiriciler, projeye bağlı resmi bir ekip olmadığını ve küresel geliştirme topluluğunun herkesin katılabileceği izinsiz bir merkeziyetsiz yönetim olduğunu belirtti. Yapılan hack saldırısından sonra DOS saldırıları devam etti ve bu süreçte yapılan DOS saldırılarına 2 tane yanıt verildi.
Bunlardan ilki 2.463,000 blokta yaınlanan Tangerine Whistle oldu. Tangerine Whistle de 2 tane çözüm uygulandı bunlar
EIP-150ile spam saldırılarında kullanılabilecek işlem kodlarının gaz maliyetlerini artırmak.
EIP-158 ile Ethereum protokolünün önceki sürümlerindeki kusurlar nedeniyle, duruma çok düşük maliyetle dahil olan çok sayıda boş hesabı kaldırarak durum boyutunu küçültmek oldu.
Ancak yetersiz ve kontrolsüz çözüm oldu gas maliyetini arttırmak onlara olumsuz bir şekilde geri döndü. İkinci yanıt olarak 2,675,000 blokta Spurious Dragon forku yayınlandı burda kısaca şöyle düzenlemeler yapıldı.Ağ üzerinde gelecekteki saldırıları önlemek için işlem kodu fiyatlandırmasını ayarlama yapıldı. Blok zinciri durumunun debloat edilmesi (şişkinliğin indirilmesi) sağlandı. Tekrar saldırı koruması eklendi. Kullanılan EIP ler ise şunlardı:
EIP-155 ile bir Ethereum zincirindeki işlemlerin alternatif bir zincirde yeniden yayınlanmasını önler, örneğin ana Ethereum zincirinde yeniden oynatılan bir test ağı işlemi gibi.
EIP-160 ile “EXP” işlem kodunun fiyatlarını ayarlar, hesaplama açısından pahalı sözleşme işlemleri yoluyla ağı yavaşlatmayı zorlaştırdı.
EIP-161 ile DOS saldırıları yoluyla eklenen boş hesapların kaldırılmasına izin verdi.
EIP-170 ile blok zincirindeki bir sözleşmenin sahip olabileceği maksimum kod boyutunu 24576 bayta kadar değiştirdi
2017 yılı aslında etherum için çok çalkantılı bir dönem değildi hem fiyat hemde piyasa koşulları elverişsizdi yani demek istediğim ethereum fiyatının max 736 dolara kadar yükselmesi onları bana göre biraz rahatlatmıştı ve sadece bir tane yükseltme yayınlandı oda 4.370.000 blokta yayınlanan Bizans forkuydu. Bizans forkunda, Blok madenciliği ödüllerini 5’ten 3 ETH’ye düşürdü. Zorluk bombasını bir yıl geciktirdi. Diğer sözleşmelere durum değiştirmeyen çağrılar yapabilme kabiliyeti ekledi. Katman 2 ölçeklendirmesine izin vermek için belirli şifreleme yöntemleri eklendi. Uygulanan EIPler ise şunlardı:
EIP 140 ile Tüm gazı tüketmeden hata işlemeye izin veren ‘REVERT’ işlem kodunun eklendi.
EIP 658 ile İşlem makbuzları artık başarılı veya başarısız olduğunu gösteren bir durum alanı içeriyor
EIP 196 ve EIP 197 ile eşleştirme kontrollerinde eliptik eğri toplama ve skaler çarpma gibi özelliklere izin verildi
EIP 198 ile RSA imza doğrulamasını ve diğer kriptografik uygulamaları etkinleştiren büyük tamsayılı modüler üs alma desteği getirildi
EIP 211 ile Değişken uzunluk dönüş değerleri desteği
EIP 214 ile diğer sözleşmelere durum değiştirmeyen çağrılara izin veren ‘STATICCALL’ işlem kodunu eklendi
EIP 100 ile zorluk ayarlama formülündeki değişiklikler yapıldı
EIP 649 ile zorluk bombasının 1 yıl geciktirildii ve blok ödülünün 5 etherden 3 ethere düşürüldü
2018 yılında çok bir gelişme olmadı bu süreçte ben piyasdaki çöküşün onlarıda etkilediğini düşünüyorum.
2019 yılında ise Konstantinopolis ve İstanbul olmak üzere 2 tane fork yayınlandı. Bunlardan ilki 7.280.000 blokta yayınlanan Konstantinopolis oldu. Konstantinopolis forku, Hisse ispatı uygulanmadan önce blok zincirinin donmaması sağladı. EVM’deki belirli işlemlerin gaz maliyetini optimize etti. Henüz oluşturulmamış adreslerle etkileşim kurma yeteneği ekledi. Kulanılan EIP ler ise şunlardı:
EIP-145 ile belirli zincir üstü eylemlerin maliyetini optimize eder.
EIP-1014 ile henüz oluşturulmamış adreslerle etkileşime girmenizi sağlar.
EIP-1052 ile belirli zincir üstü eylemlerin maliyetini optimize eder.
EIP-1234 ile hisse ispatından önce blok zincirinin donmamasını sağlar.
2019 yılında yayınlanan 2. Fork ise 9.069.000 bloğunda yayınlanan İstanbul forkuydu. İstanbul forku EVM’deki belirli işlemlerin gaz maliyetini optimize etti. Hizmet reddi saldırısı direncini iyileştirdi. SNARK’lara ve STARK’lara dayalı Katman 2 ölçekleme çözümlerini daha performanslı hâle getirdi. Ethereum ve Zcash’in birlikte çalışmasını sağladı. Sözleşmelerin daha yaratıcı fonksiyonlar sunmasını sağladı. Kulanılan EIP ler ise şunlardı:
EIP-152 ile Ethereum’ın Zcash gibi gizliliği koruyan para birimiyle çalışmasına izin verir.
EIP-1108 ile gas maliyetlerini iyileştirmek için daha ucuz şifreleme.
EIP-1344 ile “CHAINID” opcode ekleyerek Ethereum’u tekrar saldırılarına karşı korur.
EIP-1884ile tüketime dayalı işlem kodu gaz fiyatlarını optimize etme.
EIP-2028 ile bloklarda daha fazla veriye izin vermek için CallData maliyetini düşürür – Katman 2 ölçekleme için iyi.
EIP-2200 ile diğer işlem kodu gaz fiyatı değişiklikleri.
2019 yılında ETH fiyatı ortalma 129,21 $ dolar civarındaydı.
2020 yılı Ethereum için farklılaşma çağı olarak nitelendirilebili çünkü var olan mekanizmasına ters olarak nitelendirebileceğimiz stake sisteminin temelleri atıldı. İlk olarak 9.200.000 blokta Muir Glacier forku yayınlandı. Muir Glacier forku, zorluk bombasına bir gecikme getirdi. İş ispatı mutabakat mekanizmasının blok zorluğundaki artışlar, işlemleri göndermek için dapp’leri kullanma ve bekleme sürelerini artırarak Ethereum’un kullanılabilirliğini düşürme tehdidinde bulundu. EIP-2384 ile zorluk bombasını 4.000.000 blok veya ortalama 611 gün daha geciktirdi.
Sonrasında 11.052.984 bloğunda Stake yatırma sözleşmesi dağıtıldı. Stake yatırma sözleşmesi, Ethereum ekosistemine stake etmeyi getirdi. Stake etmek, doğrulama yazılımını etkinleştirmek için 32 ETH yatırma işlemidir. Doğrulayıcı olarak; verileri depolamaktan, işlemleri işlemekten ve blok zincirine yeni bloklar eklemekten sorumlu tutulursunuz.
Bir Mainnet sözleşmesi olmasına rağmen önemli bir Ethereum yükseltmesi olan İşaret (Beacon) Zinciri’nin çıkış zamanı üzerinde doğrudan bir etkisi oldu. Zaten hemen ardından İşaret (Beacon) Zinciri başlangıcı yayınlandı. İşaret (Beacon) Zinciri’nin güvenli bir şekilde gönderilmesi için 16384 adet yani 512 kişinin 32 stake edilmiş ETH yatırılması gerekiyordu. Bu, 27 Kasım’da meydana geldi, yani İşaret (Beacon) Zinciri blok üretmeye 1 Aralık 2020’de başladı. Bu yüzden hisse ispatı olarak 1. Blok olarak kullanıldı. İşaret (Beacon) Zinciri; kullanmakta olduğumuz Ethereum ile ilgili hiçbir şeyi değiştirmez, Mutabakat katmanı görevi görerek ağı koordine eder ve Hisse ispatı modelini Ethereum ekosisteminde uygulamaya koyan adımdır.
2021 yılında ise Ethereum 2020 yılında yaptığı gelişimeleri sağlam bir temele oturtmak için çalıştı. İlk olarak 12,244,000 blokta berlin güncellemesi yapıldı. Bu güncellemeyle beraber belirli EVM eylemleri için optimize edilmiş gaz maliyetini yükseltildi ve çoklu işlem türleri için desteği artırıldı.
Berlin EIP’leri:
EIP-2565 ile ModExp gaz maliyetini düşürür
EIP-2718 ile çoklu işlem türleri için daha kolay destek sağlar
EIP-2929 ile durum erişim işlem kodları için gaz maliyeti artar
EIP-2930 ile isteğe bağlı erişim listeleri ekler
Sonrasında 12.965.000 blokta Londra yükseltmesi yapıldı. Londra yükseltmesi, işlem ücreti marketini yeniden şekillendiren EIP-1559 ile gaz geri ödemelerinin nasıl ele alındığını ve İCE AGE (Buz Devrini) takvimindeki değişiklikleri tanıttı.
EIP-1559 ile işlem ücreti piyasasını iyileştirir
EIP-3198 ile bir bloktan “BASEFEE” döndürür
EIP-3529 ile EVM işlemleri için gaz iadelerini azaltır
EIP-3541 ile “0xEF” ile başlayan sözleşmelerin dağıtımını engeller
EIP-3554 ile İCE AGE Buz Devrini Aralık 2021’e kadar erteler
2021 in ekim ayında 74.200 dönem numarsında Altair yükseltmesi yayınlandı Altair yükseltmesi, İşaret (Beacon) Zinciri için planlanmış ilk yükseltmedir. “Senkronizasyon komiteleri” için destek ekleyerek hafif istemcileri etkinleştirdi ve doğrulayıcı hareketsizliği ile cezaları tam değerlerine getirdi.
Altair, kesin bir kullanıma sunma süresi olan ilk büyük ağ yükseltmesiydi. Önceden her yükseltme, blok sürelerinin değiştiği iş ispatı zincirinde beyan edilen bir blok numarasına dayanıyordu. İşaret (Beacon) Zinciri, iş ispatı için çözüm gerektirmez ve bunun yerine, doğrulayıcıların blok önerebileceği 32 tane on iki saniyelik “yuva”dan oluşan zamana dayalı bir dönem sistemi üzerinde çalışır.
Son olarak 9 Aralık 2021 de 13.773.000 bloğunda Arrow Glacier yükseltmesi yayınlandı. “Arrow Glacier” (Ok Buzulu) ağ yükseltmesi, zorluk bombasını birkaç ay erteledi. Bu yükseltmede sunulan tek değişiklik budur ve doğası gereği Muir Glacier yükseltmesine benzer. Bizans, Konstantinopolis ve Londra ağ yükseltmelerinde de benzer değişiklikler yapılmıştıdı. EIP-4345 ile Zorluk bombasını Haziran 2022’ye kadar ertelendi.
Bu tarihe kadar olan tüm yükseltmeler bunlardı peki gelecek için ne planlıyorlar. Şu anda üzerinde çalışılan 2 tane yükseltme bulunuyor bunlardan biri Proof of Work Yerine Proof of Stake kabulü ve birleşimi olan Ethereum (Merge) birleşim diğeri gas ücretlerine yoğunlaşan parça zincirleri dir.
Ethereum merge
Ethereum’un bugün kullandığı (madencilik olarak da bilinir) çevre dostu olmayan fikir birliği mekanizması olan İş İspatı (PoW), çok daha çevre dostu, Hisse İspatı (PoS) olan mekanizması ile değiştirilecek. Ethereum’un en baştan beri vizyonu her zaman enerji açısından verimli bir hisse ispatı (PoS) ağı haline gelmek olmuştur. İlk birkaç yıl boyunca, Ethereum topluluğu, istenen güvenlik ve verimliliğe sahip bir PoS konsensus mekanizması geliştirmek için yoğun bir şekilde çalıştı ancak yeterli altyapı oluşmadığından bu hep ertelendi.
Sonrasında 2021 yılında İşaret (Beacon) zinciri çözümü yayınlandı.
İşaret Beacon zinciri, Proof of stake konsensus katmanına sahip tamamen bağımsız bir ağdır. Konsensus katmanının şu anda Proof of work olarak kaldığı mevcut Ethereum ana ağına paralel olarak çalışıyor. İşaret zinciri, Ethereum konsensus algoritmasını değiştirmek için zarif bir çözüm olarak ortaya çıktı ancak Ethereum ağı sonsuza kadar ikiye bölünmüş olarak kalmamalıdır.
Bu yüzden ETH merge ile birleşim fikri öne sürüldü, Proof of stake geçişi tam olarak gerçekleştirmek için, Proof of stake konsensus katmanı, Proof of Work’un yerini alacak şekilde birleşeceğinden, Ethereum’un proof of work ağındaki geçmişi korunacaktır. Geçiş tamamlandığında, Ethereum’daki proof of work konsensus katmanı kaldırılacak ve yeni proof of stake konsensus katmanı gelecek ve bu tüm bloklar üzerinde geçerli olacak. “Birleştirme”nin Ethereum ağının veri katmanı üzerinde hiçbir etkisi olmayacak.
Birleştirmeden sonra
Bu, Ethereum için iş ispatının son sinyalini vererek daha sürdürülebilir ve çevre dostu bir Ethereum çağını başlatacaktır. Proof of worktan proof of stake geçişini hızlandırmak için basitleştirilmesi gerkiyor. Geliştiriciler bu hedefi geciktirebilecek ek özellikleri en aza indiriyor. Bu, stake edilen ETH’yi çekebilme gibi birkaç özelliğin Birleştirme tamamlandıktan sonra biraz daha beklemesi gerekeceği anlamına gelir. Bu özellikleri tamamlamak için birleştirme tamamlandıktan hemen sonra temizlik yaparak bu özellikleri ekleyecekleri bir planları bulunuyor.
Birleştirme ne zaman olacak?
Geliştiriciler tahmini olarak 2022’nin 2 çeyreğini gösteriyorlardı ancak yaşanan birkaç sorundan dolayı bu ertelendi ve net bir tarih verilmedi ancak yine tahminler 2022’nin 3. ve 4. çeyreğini gösteriyor.
Birleştirme”den sonra Ethereum’un iş ispatı (Proof of Work) sürümüne ne olacak?
Bu soru aslında şöyle de sorulabilir madenciler ne yapcak, madencilik için kullandıkları cihazlarıyla ethereum madenciliği yapalabileceklermi? Bu soruya verilen cevap olumsuz oluyor çünkü sadece tek Ethereum ağı olacak ve tüm ağ yeni hisse ispatı (PoS) konsensus motoruna geçecek. “Birleştirme” gerçekleştiğinde, tüm Ethereum iş ispatı (PoW) zinciri, Ethereum PoS zinciri haline gelir. Bunun uzun vadede madencilere aslında olumlu bir dönüşü olacak yani herhangi bir düğüm, Ethereum’un bir PoW versiyonunu madenciliğe devam edecek olsaydı, kendi azınlık çatallarında olurdu ve blok ödüllerinin ekonomik değeri, işletme maliyetlerinin çok altında kalırdı. Bu yüzden adaptasyon en makul seçenek olacaktır.
Burda yazıya bir virgül koyup madenciler üzerine biraz daha açıklama yapalım. Var olan durumda madencilik için çok maliyetli sistemler kuruldu. Bunlardan bazıları yatırımlarını amorti etti bazıları hala edemedi. Madenciler için günlük satış diye bir kavram yoktur genelikle kazıdıkları ETH ları hodl eder ve kendileri için en uygun yerden satışa sunarlar. Birleşme ile PoS sistemiyle bu işi devam ettirmek isteyenler olacaktır ve elerindeki ETH stake ederek kazanmaya devam edecekler.
Bunlar dışında ellerindeki cihazları değerlendirmek isteyen madencilerde olacaktır. Burda iki ihtimal ortaya çıkıyor; ya ellerindeki cihazları ucuz bir fiyattan piyasaya sürecekler ki bu da bilgisayar fiyatlarında küçükte olsa düzeltmelere yol açabilir ancak kullanılan cihazların ömrü ve verimi daha az olacağı için tercih edilirmi o biraz meçhul. İkinci yol ise elerindeki cihazları değerlendirmek için uygun maliyetli madencilik sistemleri araştırmak olacaktır. Maliyetlerini kurtaracaklarını düşündükleri sistemleri veya risk alarak ilerleyen zamanlarda yükselebileceğine inandıkları projelere yöneleceklerdir
Kullanıcıların kafasında önemli bir soru daha var oda birleşmenin yüksek gaz fiyatları üzerinde bir etkisi olacakmı?
Eth gas ücretlerinin yüksek olmasının nedenlerinden bahsetmiştik bunun en önemli nedenlerinden biri güvenlikti yani Yapılan DOS saldırılarına veya spam saldırılara karşı alınan bir önlemdi, bu kapsamda Birleştirme, Ethereum’un fikir birliği mekanizmasını yükseltme kapsamıyla sınırlıdır yani bugün Ethereum’un mevcut kullanıcı deneyimi üzerinde herhangi bir etkisi olmayacaktır. Sharding gibi Ethereum yol haritasındaki gelecekteki güncellemeler, gaz fiyatlarını iyileştirmeye yardımcı olacak farklı fikirler bulunuyor. Şu anda gas ücretleri üzerine olan parçalama, Ethereum topluluğunun çoğunluğu tarafından (PoW) enerji verimsizliğini ortadan kaldıran “Birleştirme” den daha düşük bir öncelik olarak kabul ediliyor.
Birleştirmeden sonra Ethereum madencilerine ödenen ücretlere ne olacak?
EIP 1559, birleştirmeden önce Ethereum’da etkinleştirilmiş olacak ve bu nedenle birleştirme gerçekleştiğinde, Ethereum işlem ücretlerinin büyük kısmı aylarca yakılmış olacak. EIP-1559’dan sonra yakılmayan kalan ücretler bir iş ispatı madenciliği yerine basitçe hisse ispatı bloğunun blok teklifçisine ödenecektir.
EIP 1559 ile Mevcut gaz sınırının yerini iki değer alır: “uzun vadeli ortalama hedef” (mevcut gaz sınırına eşit) ve “blok başına kesin sınır” (mevcut gaz sınırının iki katı). Ortalama blok gaz kullanımının mevcut gaz limitine yakın bir seviyede kalması için bir değer hedeflemek amacıyla blok blok bazında ayarlanan ve işlemlerin ödenmesi gereken bir BASEFEE (yakılan) vardır. Esasen, bir blok içindeki işlem alanı talebindeki tüm kısa vadeli oynaklığın işlem ücretlerinde oynaklığa dönüşmesi yerine, oynaklığın bir kısmı bunun yerine blok boyutunda oynaklığa dönüşür.
Parça Zincirleri (Shard Chains)
Ethereumda 2023 yılında gerçekleşmesi beklenen bir diğer yükseltme Parça Zincirleri (Shard Chains)dir. Parçalama, Ethereum’un ölçeklenebilirliğini ve kapasitesini geliştirecek çok aşamalı bir yükseltmedir. Parça zincirleri, uygulamalar için ekstra ve daha ucuz depolama katmanları ve verileri depolamak için toplamalar sağlayacak. Ethereum’un güvenliğinden yararlanırken düşük işlem ücretleri sunmak için katman 2 çözümlerini etkinleştirirlecek. Bu yükseltme, sonrasında Mainnet ile İşaret Zincirini birleştirecek şekilde planlanmıştır. Yani birleşme olmadan bu adıma geçemezler.
Parçalama, yükü dağıtmak için bir veritabanını yatay olarak bölme işlemidir. Ethereum bağlamında, parçalama ağ tıkanıklığını azaltacak ve “Parça” olarak bilinen yeni zincirler oluşturarak saniyedeki işlemleri artıracaktır. Bu, Ethereum’u ağ doğrulayıcıları için daha az erişilebilir hale getirir çünkü güçlü ve pahalı bilgisayarlara ihtiyaç duyarlar. Parça zincirlerinde, doğrulayıcıların ağın tamamı için değil, yalnızca doğruladıkları parça için veri depolaması, çalıştırması gerekir bu işleri hızlandırır ve donanım gereksinimlerini büyük ölçüde azaltır.
İşaret zinciri ile parçalar arasındaki bağlantı.
İşaret Zinciri, parçaları güvenli ve senkronize tutacak mantığın tamamını içerir. İşaret Zinciri, ağdaki stake edenleri koordine edecek ve onları üzerinde çalışmaları gereken parçalara atayacaktır. Ayrıca diğer parçalar tarafından erişilebilen parça işlem verilerini alarak ve depolayarak parçalar arasındaki iletişimi kolaylaştıracaktır. Bu, her şeyi güncel tutmak için parçalara Ethereum’un durumunun anlık bir görüntüsünü verecektir.
Ek parçalar eklenene kadar Ethereum Mainnet hisse ispatı kullanılarak İşaret Zinciri tarafından güvence altına alınmış olacak. Bu, ölçeklenebilirliği aşırı derecede destekleyen katman 2 çözümleri ile güçlendirilmiş, parça zincirleri oluşturmaya yarayacak verimli bir Mainnet yaratır. Mainnet’in, kod yürütmeyi gerçekleştirebilecek tek “akıllı” parça olarak var olup olmayacağı henüz belli değildir ancak her iki durumda da parçaları genişletme kararı gerektiğinde yeniden gözden geçirilebilir.